Makalelere Geri Dön
Hayata Hazır mısın?
Her ne kadar hayat senindir, istediğini seçebilirsin dense de durum her zaman öyle olmayabilir. Bu durumda “gerçekçi seçimler” yapmak gerekir. Her zaman rolümüzü seçemesek de, “Seçebileceğim nedir?” diye düşünmek gerekir.

Her zaman için “Hayata Bakış Açısı” Seçme şansımız vardır. Bu her istediğimiz olacak demek değildir. Olaylar olduğunda bunu nasıl algılayacağımızı seçebiliriz. Bir de şunları düşünmek gerekir:
- Kötü rol nedir?
- En fazla ders alacağım rol hangisidir?
Bunların nasıl algılandıkları önemlidir.

Roller dağıtıldıktan sonra önemli olan “en iyi oynamaktır”. Şikâyet etmemek gerekir. En iyi eseri nasıl yaratırım diye düşünmek gerekir. Bazen bir tiyatro oyununda sahneye sadece iki üç dakika süren bir rol için birisi çıkar ve oyun bittiğinde herkes ondan bahseder. Hâlbuki o üçüncü kadrodadır. Ama kendine verilen rolü en iyi oynamıştır. Hiçbir zaman mükemmel rol yoktur. Önemli olan bize verilen rolü en iyi oynamaktır.


Hayatta en önemli olan şey, çeşitli rolleri oynamak durumunda olduğumuzu kabullenmektir. Mesela; anne, baba, çocuk, genç ve yaşlı rolleri…
Önemli olan rolleri kabul ettikten sonra uyum sağlayabilmektir.

İşe başladığımızda da çalışan rolünü kabul etmiş sayılırız. Bizden beklenen işini ciddiye alan, çalıştığı kişilerle uyumlu birisi olmaktır. İşe başladığımızda bunu kabul etmiş sayıldığımızı bilmek gerekir.

Hayata 2 türlü bakabiliriz:

1. Hayatı sadece kendi doğrularımıza odaklanarak yaşayabiliriz. “Kimseye uymam, kendi doğrularım vardır.” “Bir iş yerine girsem de kendi inandıklarımı kabul ettirmek isterim.” Diye düşünebiliriz. Fakat dünyada üzerindeki herkes birbirinden farklıdır. Ne kadar çok kişi varsa hepsi farklı yetiştirme tarzlarından gelirler. Her ortamda kendi istediğimiz kuralları koymak istersek darbe yeriz. Darbe de iki şekilde olabilir;
- Çok canınızı acıtmayan ders.
- Can acıtan, kayıplar yaşayabileceğimiz darbeler. Ufak bir sıyrıkla kurtulabiliriz. Fakat ciddi kayıplar da yaşabiliriz.

2. Diğerleriyle uyum içinde yaşayabiliriz. İş yerlerinde yazılı olmayan kurallar vardır. İş yerine girdiğimizde bizim o kuralları kabul ettiğimiz kabul edilir. Hayatta önceliklerimizi belirlemek gerekiyor. Değerler-aile-ödemeler-bir sonraki düzey-terfi herhangi birisi sizin önceliğiniz olabilir. Bunları kabul ederek işe girmek gerekiyor. Değerlerimizle ters düşmeyen bir işi tercih etmek her zaman için avantajlıdır. Siyah beyaz alanlara girmeden gri alanlarda durmak gerekiyor. O iş yerinin kuralları olduğunu baştan kabul etmek gerekiyor. Böyle olduğunda daha sağlıklı bir iş hayatımız olur.
























Mehmet AUF   29.Şubat.2009